Halefoğlu Öğretmenler Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yazılı Sorularına Öğrencilerin Verdiği Cevaplar

+2
iskeletor
şivekar
6 posters

Aşağa gitmek

Yazılı Sorularına Öğrencilerin Verdiği Cevaplar Empty Yazılı Sorularına Öğrencilerin Verdiği Cevaplar

Mesaj  şivekar Paz Mart 01, 2009 3:53 pm

Kasabayı kimler yönetir ?-Şerif ve adamları (Kamil/İlkokul-5)
-İhtiyar heyeti ve köy bekçisi yönetir (Yavuz/Orta-2)

Madenle ilgili kuruluşlarımız nelerdir ?
-İki tanedir. Maden delik arama enstitüsü ve perakende anonim ortaklığı (Arzu/Orta-2)

Boğazlarımızın derinliği ne kadardır ?-İstanbul boğazı az biraz derindir, çanakkale boğazı ise çok çok az biraz derindir ve aralarında
dünya kadar fark olmasıdır (Seyit/Lise-2)

Kazasker nedir ?-Yolunmus kaza kazasker denir (Cemal/Orta-2)

Ölçek çeşitleri nelerdir ?-Boy ölçeyi,kilo ölçeyi ve kesir ölçeyi (Ayşe/Orta-2)

Dünyamız nasıl oluşmuştur ?-Dünyamızı insanlar kurmuştur. Dünyamız temiz sular,temiz hava ve temiz yolları yani temiz yollarla
dünyamız güzel bir şekilde oluşur (Seda/Orta-2)

Türkiye'nin özel konumunu açıklayınız.-Türkiye çok özel bir konuma sahiptir. Özel bir konuma sahiptirden dolayı özel konum başka kimseyi
ilgilendirmez. Ama etrafımızdaki devletler özel konumumuza karışıp dururlar. Halbuki hiç
karışmamalılar (Selim/Orta-2)

Boylam nedir ?-Mesela kapının oraya gittiyimizde boyunuzu ölçebilirsiniz, buna boylam denir (Yavuz/Orta-2)
-Bir şeklin düz bir şekilde destek olmadan durmasıdır (Serdar/Orta-2)

Karadeniz bölgesinin geçim kaynakları nelerdir ?-Balıkçılık hamsi yani, accık tarım, nataşa en cok geçim kaynağı olanlarıdır (Halil/Orta-2)

Karadeniz bölgesindeki tarımı anlatınız.-Karadeniz bölgesinde toprak öok verimlidir. Burada en cok hamsi yetiştirilir. Hamsi önce ovalarda
sonra yamaçlarda en sonunda dağlarda yetiştirilmiştir. Bu bölgemizde kışlar çok yağışlı olduğundan
hamsiler serada yetiştirilir (Hatice/Lise-2)

Dış ticaret açığı nedir ?
-En dış ve en yabancı, çok uzak açıklara yapılan ticarete dış ticaret açığı diyoruz (Bilal/Orta-2)
-Dışarı ihraç ettiğimiz mallar yolda hasara uğrarsa veya yerine ulaşamazsa buna dış ticaret açığı
denir (Mahmut/Orta-2)

Fotosentez nedir ?
-Ayın dünyaya yaklaşıp uzaklaşmaşına fotosentez denir (Davut/Lise-1)
-Fotoğraflayıp sentezlemek olayına fotosentez denir (Orçun/Lise-1)
-Bitkilerin derin nefes alıp vermesine fotosentez denir

Terliksi hayvan ne demektir ?
-Terlik giymeden dolaşıp duran deyişik türdeki hayvanlara Terliksi hayvan denir (Sevda/Lise-1)

Tanım ne demektir ?
-Tanım,bir varlığa bir şeye özgü nitelikleri belirtilmesi niteligi biçim şeklindeki kelimeyi
belirten anlam tarif...(Meryem/Lise-2)

Ovalar kaça ayrılır ?
-Dörde ayrılır: Yeşil ova,kurak ova,ağaçlık ova ve güllük gülüstanlık ova (Esma/Orta-2)
-Ovalar dörde ayrılır. Doğu,batı,kuzey,güney (Ali/Orta-2)
-Çukur ova,düzlük ova ve yamuklu ova diye üçe ayrılır (Ufuk/Orta-2)

Hangi durumlarda ara seçime gidilir ?
-Meclis başkanlarının iflası durumunda ara seçime gidilir (Ayşe/Orta-3)

Meclisin görev ve yetkileri nelerdir ?
-Mahkemelerce ölmesi kesinlesenlerin ölmesine izin vermek (Orhan/Orta-3)

Enlem nedir ?
-Bir canlının boyunu posunu ölçmeye yarayan şey (Ali/Orta-2)

Ölçek çeşitleri nelerdir ?
- 1. Terazi tartı ölçek 2. Fakir ölçek 3. Zengin ölçek (Melek/Orta-1)

Ölçek nedir ?
-Bir ilmi birim birimidir, ve ölçeğin tanımını yapmak için ölçek gerekir (Arif/Orta-1)

Doğu Anadolu'da sanayi neden gelişmemistir ?
-Doğu Anadolu çok daglık mağlık bir yerdir. Oralar dağlık mağlık olduğu için ulaşım oraya gidemiyor.
Ulaşım gitmeyince fabrika kurulamıyor. Fabrika dağın tepesinde olmaz. Dağı yok etmek gerekir. Bu da
para ister. Ülkemiz fukara karşılayamaz. Zaten dağı yok etmek için dinamit konulsa teroristler
onları çalıp çırpıp götürür. Bu yüzden oraya endüstri gitmemiş (Mustafa/Orta-1)

İstanbul'un önemi nedir ?
-İstanbul önemli bir şehirdir. Toprağı altındandır. Köyden göç edenler İstanbula iş,aş bulmak için
giderler. Ve zengin olup köylerine geri dönerler. Bağzıları ev parası için bağzıları ise başlık
parası için...Ama bunlar hepsi eskidendi. Şimdi bir tek ev parası ve çocukların okuma parası için
geliyorlar. Şimdiki zamanda başlık parası yoktur,kaçan kaçana, seven sevene. Köyden İstanbula gelen
hemşeriler çoktur. Ayrıcana İstanbulda çok çok ürün yetişir. Bunların bazıları
domates,salatalık,lahmacun, ve kıvırcık maruldur. İstanbul ayrıca Asya ile Avrupa arasında bir yol
geçen hanı köprüsü gibidir. Her bir kimse bü koprüden geçer. İstanbul önemli olmasaydı nüfusu onbeş
milyon olur muydu hic? (Derya/Orta-2)

Ermeni (Doğu) sorununu açıklayınız.
-Osmanlı Devleti altında yaşayıp ekmek yiyen Ermeniler kendi kendilerini kışkırtmaları sonucu doğu
anadoluda hoşnutsuzluklara başladılar. Mustafa ****** paşa düşmanla başedebilmek için Kamil
Karabekiri Ermeni üzerine doğrulttu. Ermeni yenilip barış istedi. Böylelikle en iyi sonuç Osmaninin
oldu (Pınar/Orta-3)

Erzincan'daki depremzedeler için neler yapmalıyız ?
- Oraya gidip,depremzedelere yardım etmeliyiz, hal hatırlarını sormalıyız. Depremzedelerin
sobalarını yakmalıyız, yorganlarını üstlerine örtmeliyiz. Acıkanlara çorba filan içirmeliyiz
(Melek/İlkokul-5)

Çevre kirliliği canlıları nasıl etkiler ?
-Çevre kirliliğinden,dünyadaki insanların 100/90'ni sakat 100/10'u ölmüş. Çevre kirliliği insanlara
sakıncalıdır (Melek/Orta-1)

Dört halife devrinde "Hakem olayını" açıklayınız.
-Hazreti peygember efendimiz zamanında yapılan maçta kavga çıkmış. Müşrikler müslümanlara saldırmış,
bu olaya hakkemde karışmış. En son kararı da hakkem vermiş. onun icin bu olaya hakkem olayı
denilmiştir. Maçlarda 3 hakkem vardır. Maçı kontrol eden hakkem, orta hakkem, yan hakkem
(Cemal/Orta-2)

Ova nedir ?
-Dümdüz ve uçsuz bucaksız şahane yerlere ova denir (Hakan/Orta-2)
-Çukur mukur gibi yamukluklara ova denir (Ali/Orta-2)
-Boş ve yamuk araziye denir (Fatma/Orta-2)
-Yaylaya benzeyen, şehirden uzak kimsenin gitmediği, yazın ter atmak için yerler ovadır
(Mahmut/Orta-2)

Hızlı nüfus artışının zararları nelerdir ?
-Bence hızlı nüfus artışı çok kötü birşey çünkü hep çarpık kentleşme, gece kondu, ekonomik sorunlar.
Eğer biz 10 kardeş olsaydık kötü olurdu. Zaten babamın işi kötü gidiyor yakında 4 kardeş olucaz üç
iken. Ya ne buluyorlar çocukta, ha yapmışsın ha yapmamışsın. Daha çok var ama zaman yetmiyor
(Sevda/Orta-1)
-Çevre kirliliği, gürültü, insanların küfürleri, cahillik, işsizlik, kötümserlik, çok çocuk,
ekonomik durum, hilekarlık, hak yemek, emek yemek. Yok birşey yok. Bu ülke düzelmez (Murat/Orta-1)

Kıyamet günü ne demektir ?
-Kıyamet günü yani gerdek gecesidir. O gün hersey çok kötü olur. Bütün gece kıyamet kopuverir
(Serpil/İlkokul-5)
-Kıyamet günü herşeyin kıymetli olduğu bir gündür (Kemal/İlkokul-5)

Mübarek geceler hangileridir, yazınız ?
-Kına gecesi, Gerdek gecesi, Dolunay gecesi (Hatice/İlkokul-5)

Alüvyon nedir ?
-Topraklar dere kenarında toplanıp toplanıp giderler. En sonunda topraklar
toplanıp toplanıp gitmezler. Gitmezlerse alevinyon denir (Ali/Lise-2)

Zigot nedir ?
-Çok ayıpçı birşeye denir (Esma/Lise-1)

Marmara bölgesinin iklimi nasıldır ?
-Marmara bölgesinde miki iklim tipi görülür. Yumuşakımsı bir iklim olduğundan tabiata dayanır
(Ferda/Lise-2)

Yönümüzü nasıl buluruz ?
-Yolda gidiyorum bir adama rastladım aha bu yoldan gideceksin dedi giderim. Sora sora Bağdat'ı bile
buluruz ki (Recep/Orta-2)

Yön bulma yöntemlerini yazınız ?
-Yönümüzü kuyruklu yıldızla, mezar kapısıyla, duvar saatiyle, deniz kabuğuyla ve karınca kararınca
yöntemiyle buluruz (Cemal/Orta-2)
-Yolda gidiyorum bir adama rastladım aha bu yoldan gideceksin dedi. Tıpış tıpış gider ve her
yönümüde rahatça bulurum (Hasan/Orta-2)
-Yönümüzü pekala sormakla buluruz. Etrafımızdaki bir kimseye pekala sorarız. O da yine bize
pusulalık yönümüzü buluruz söylerse zaten sora sora bağdat bulunur. Bir de çubuk ve saat katranıyla
pekala yönümü bulurum

Plato nedir ?
-Akarsuların oydukları ve insanlara göre yüksekte kalan çukur tepecik (ilyas/Orta-2)


Tanım neye denir?
Şu anda yaptıgım seye denir hocacım (beyza/lise i)

şivekar

Mesaj Sayısı : 11
Kayıt tarihi : 27/02/09
Yaş : 40

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazılı Sorularına Öğrencilerin Verdiği Cevaplar Empty güzel bir yazı

Mesaj  iskeletor Çarş. Mart 04, 2009 1:59 pm

Oğlum bir hafta sonra evleniyor. Sorumluluk sahibi bir baba olarak, ona
öğüt vermem gerekiyor. Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi ağız tadıyla
öğüt vermeme izin vermez, sözü ağzımdan kapıp kendi devam eder. İş yerimden
oğluma telefon açtım, akşam yemeğini dışarıda birlikte yiyelim, dedim.
Deniz kenarında ki bu şirin lokantada şimdi onu bekliyorum.
Geliyor aslan parçası, yakışıklılığı da aynı ben. Yan masadaki kızlar
gözleriyle oğlumu süzüyorlar. Bakmayın kızlar, onu kapan çoktan kaptı. Hoş
beşten sonra konuya giriyorum.
-Oğlum haftaya düğünün var, bir baba olarak sana bazı konularda yol yordam
göstermem gerekiyor.
Çocukluğunda suç işlediği zamanlardaki gibi birden bire kızardı. Kerata ne
anlatacağımı zannettiyse!
-Baba ben yirmi altı yaşındayım, bazı şeyleri biliyorum artık.
-Ah senin o biliyorum zannettiğin konularda da çok bilmediğin çıkacak ama
ben o konulardan bahsetmeyeceğim. Keşke konuşabilseydik ama henüz o kadar
modern olamadım.
Rahat bir nefes aldı. Bu arada yemeklerimiz de geldi. Oğlumla şöyle keyif
yaparak muhabbet edelim bakalım.
-Kaç dil biliyorsun oğlum sen?
-İngilizce, Fransızca bir de kendi dilimi de sayarsak Türkçe'yle üç dil
oluyor.
-Bugün ben sana dördüncü dili öğreteceğim. Dilin adı Bükçe. Kadınlar
tarafından kullanılır. Sen buna "kadın dili" de diyebilirsin.
Güldü. Güldüğü zaman benim yanağımdaki gibi küçük bir gamzesi var, o ortaya
çıkıyor.
-Kadınların ayrı bir dili mi var?
-Tabi ki. Eğer kadın dilini bilirsen bir kadınla yaşamak dünyanın en büyük
zevkidir ama bu dili bilmezsen hayatın kararabilir. O yüzden bir kadınla
mutlu olmak isteyen her erkek Bükçe'yi öğrenmeli.
-İyi de niye Bükçe?
-Çünkü kadınlar konuşurken genellikle, söyleyecekleri sözü, net söylemezler.
Eğip bükerler onun için dilin adını "Bükçe" koydum.
-Bükçe zor bir dil mi baba? diye sordu gülerek.
-Bana bak, çok önemli bir konu, eğleniyor gibisin biraz ciddiye al. Bir
kadınla mutlu olmak istiyorsan bu dili bilmen çok önemli. Çünkü kadınlar
sözü bükerek Bükçe konuşurlar sonrada senin sözün doğrusunu anlamanı
beklerler. Felsefesini anlarsan kolay, anlamazsan zor.
Mesela Çinli bir karın var, sen karına sürekli Fransızca "seni seviyorum"
diyorsun ama karın hiç Fransızca anlamıyor. Fransızca "seni seviyorum" un
onun için bir anlamı yoktur. Ona Çince seni seviyorum dediğinde seni
anlayabilir.
-Tamam baba, haklısın ciddiyetle dinliyorum. Peki, sence kadınlar neden
bizimle aynı dili konuşmuyorlar, söyleyeceklerini direkt söylemiyorlar.
-Bence bir kaç sebebi var. Birincisi, duygusal oldukları için, hayır, cevabı
alıp kırılmaktan korktuklarından dolayı, sözlerini de dolaylı söylüyorlar.
İkincisi, kadınlar dünyaya annelikle donanımlı olarak gönderildikleri için
onların iletişim yetenekleri çok güçlü.
-Bu konuda biz erkeklerden bir sıfır öndeler yani.
-Ne bir sıfırı oğlum, en az on sıfır öndeler. Düşünsene, henüz konuşmayan,
küçük bir çocuğun bile yüz ifadesinden ne demek istediğini hemen anlıyorlar.
İşin kötüsü kendileri leb demeden leblebiyi anladıkları için biz erkekleri
de kendileri gibi zannediyorlar. Onun için, leb, deyip bekliyorlar. Hatta
bazen, leb, demek zorunda kaldıkları için bile kızarlar.
Niye, leb, demek zorunda kalıyorum da o düşünmüyor, diye canları sıkılır.
-Biz de bazen Canan'la böyle sorunlar yaşıyoruz. Niye düşünmedin, diye
kızıyor bana.
-Kızarlar oğlum kızarlar. Kadınlar ince düşüncelidirler, detaycıdırlar,
küçük şeyler gözlerinden hiç kaçmaz. Bizim de kendiler gibi düşünceli
olmamızı beklerler fakat erkekler onlar gibi değil. Biz bütüne odaklıyız,
onlar detaya. Beyinlerimiz böyle çalışıyor.
-Ne olacak baba o zaman, yok mu bu işin çaresi?
-Var dedik ya oğlum, Bükçe'yi öğreneceksin, bunun için buradayız. Hazır
mısın?
-Hazırım baba.
-Bükçe bol kelime kullanılan bir dildir. Biz erkeklerin on kelime ile
anlattığı bir konu, Bükçe'de en az yüz kelime ile anlatılır. Dinlerken
sabırlı olacaksın. Mesela karın o gün kendine elbise aldı, diyelim. Bunu
sana "bu gün bir elbise aldım." diye söylemez. Elbise almak için dışarı
çıktığı andan başlar, kaç mağazaya gittiğinden, almak için kaç elbise
denediğinden, indirimlerden, yolda gördüğü tanıdıklarından alırken yaptığı
pazarlıktan devam eder ve sana kocaman bir hikaye anlatır.
-Hikaye dili yani.
-Aynen öyle. Sen akıllı bir erkek olarak ona asla, "Hikaye anlatma, ana
fikre gel, kısa kes." demeyeceksin. Böyle bir şey dediğinde, bittin
demektir. İster öyle de, istersen "seni sevmiyorum." de. İki durumda da
"seni sevmiyorum" demiş olacaksın.
-Ne alakası var, baba. Seni sevmiyorum demekle, kısa anlat demenin.
-Çok alakası var. Kadınlar dinlenmedikleri zaman sevilmediklerini
düşünürler.
-Bu önemli, Bükçe'de dinlemek sevmektir, diyorsun.
-Aynen öyle. Devam edelim. Bükçe ima dolu bir dildir. Kadınlar konuşurken,
bir şeyler ima etmeyi severler. Biz erkeklerde imalı konuşuyoruz diye
düşünürler ve sözlerimizle onlara ne demek istediğimizi çözmeye çalışırlar.
Oysa erkeklerin ima yeteneği pek gelişmemiştir. Bizim kastımız söylediğimiz
şeydir.
-Geçen hafta Canan bana "Bir kaç kilo daha versem gelinliğin içinde daha iyi
duracağım." dedi. Ben de "Böyle de iyisin." dedim. Canı sıkıldı bir kaç saat
surat astı. "Neyin var." diye sordum. "Hiçbir şeyim yok." dedi. Sence nerede
hata yaptım?
-Böyle de iyisin, derken o "de" ekini orda kullanmamalıydın. Canan bunu
şöyle anlamıştır. Böyle de fena sayılmazsın, eh işte, idare edersin ama tabi
daha da iyi, daha da güzel olabilirsin."
-Peki ne demem gerekiyordu?
-Şunu hiç unutma. Kadınlar kendileri ile ilgili, giysileri ile ilgili ya da
aileleri ile ilgili bir soru soruyorlarsa, kesinlikle iltifat
bekliyorlardır. Es kaza eleştirmeye kalkarsan yandın. Bunu hiç unutmazlar.
O gün "Hayatım sen zaten çok güzelsin, kilo vermeye falan bence ihtiyacın
yok." deseydin, o günün zehir olmazdı. Mesela bir gün kucağına oturup, ağır
mıyım, derse sakın "evet, biraz" falan deme "hayır" de. Yoksa bir daha
kucağına oturmaz.
-Yani diyorsun ki bir kadın her daim güzeldir, her giydiği yakışır ve her
kadının annesi bir hanımefendi, babası da beyefendidir. Bana ne yaparlarsa
yapsınlar.
-Aferim oğlum, çok hızlı anlıyorsun bana çekmişsin. Kadının, kendi anne
babasıyla sorunu olsa, kendi eleştirir ama asla senin eleştirmeni kabul
etmez. Bunu kendine hakaret olarak alır.
-Ve asla unutmazlar, değil mi?
-Aynen öyle. Yıllar önce annene, annesi için "biraz cimri" demiştim. Hala
"Sen benim annemi sevmezsin." der ve annesi bize bir şey aldığında gözüme
sokar, en çok göreceğim yere koyar.
-Hadi o konularda dilimi tutarım da, şu ima işini çözmek zor geldi.
-Zor gibi ama biraz gayret edersen çözersin. En önemlisi imaları
anlayacaksın ama "sen şunu mu demek istiyorsun." diye asla yüzüne
vurmayacaksın.
-Anladım. Anlayacaksın ama anladığını belli etmeyeceksin. Buna şöyle de
diyebiliriz. O beni iğnelediğinde "niye bana iğne batırıyorsun" diye
sormayacağım, o iğneyi ben kendi kendime batırmışım gibi yapacağım.
-Güzel ifade ettin oğlum. Mesela dün öğlen annen beni aradı. "akşama tok mu
geleceksin." diye sordu. Beni biliyorsun akşam yemeklerinde hep evdeyimdir.
Kırk yılda bir dışarıda yerim onu da haber veririm. Tabi ben hemen anladım
annenin ne demek istediğini. "Tok gel, yemekle uğraşmak istemiyorum" demek
istiyor. Anladım ama tabi "ne demek istiyorsun." demedim.
-Dün çok yorulmuştu baba, düğün alışverişine çıkmıştık.
-Bunun pek çok sebebi olabilir. Yorulmuş olabilir, bir kabul gününden tok
gelmiş olabilir, bin beş yüzüncü diyetine başlamış ve o gün yemekle uğraşmak
istemiyor olabilir. Ama bunu biz erkekler gibi kısa yoldan "Canım benim
karnım tok, sen de dışarıda bir şeyler ye, ya da yorgunum, gelirken bir
şeyler getir yiyelim." demez. Sanki böyle derse, iyi ev kadını rütbesi
tozlanacak, mevki kaybedecek. -Bu Bükçe'de kısa konuşma yok mu baba?
-Var ama yerinde olsam hiç tercih etmezdim. Kadın konuşmuyorsa ya da kısa
konuşuyorsa kesin ciddi bir sorun var demektir. Mesela baktın canı sıkkın,
soruyorsun, "Neyin var" diye. "Hiçbir şeyim yok." diyorsa, aman bir şeyi
yokmuş, diye bırakma. Yoksa az sonra, çok ilgisiz olduğundan yakınarak,
ağlamaya başlar.
-Bükçe'de "Hiçbir şey yok" demek "Çok şey var, benimle ilgilen" demek
oluyor, o zaman.
-Evet. Biz erkekler "Bir şey yok." diyorsak ya gerçekten bir şey yoktur,
sadece başımızı dinlemek istiyoruzdur ya da bir şey vardır ama; şu anda
konuşacak bir şey yok." diyoruzdur. Her ikisinde de konuşmak istemiyoruzdur.
Ama kadınlar ilgiyi sevgi olarak gördükleri için "Bana değer veriyorsan,
ilgilen ki anlatayım." demek istiyordur. Çok nadirdir, gerçekten anlatmak
istemiyor olabilir, o zaman da fazla üstüne varıp bunaltmayacaksın tabi.
-Bir arkadaşım da kadınların "peki" demesi tehlikelidir, demişti.
-Doğru. Bir kadının ağzından çıkan "kuru bir peki, olur, tamam" her zaman
tehlikelidir. Bu Bükçe de "Şimdi tamam diyorum ama acısını daha sonra
çıkaracağım." demektir. Sana en kısa zamanda kesin bir ceza keser. Fakat
pekinin yanında "peki canım, olur hayatım" gibi bir hoşluk ekliyorsa
korkmaya gerek yok.
-Zor bir dil baba.
-Yok yok gözün korkmasın, her yabancı dil gibi, ilk başlarda öğrenirken
biraz çalışacaksın, pratik yapacaksın, bazen hatalar yapacaksın, dikkat
edeceksin sonra otomatiğe bağlanırsın. Kolay yanı senin, Bükçe, konuşman
gerekmiyor. Dili anlaman yeterli.
-Anlamak da pek kolay değil ama.
-Korkma o kadar zor değil. En önemli kuralları ben sana öğretiyorum zaten.
Devam edelim. Kadınlar istediklerini söylemek zorunda kalınca,
düşünemediğimiz için biz erkeklere kızarlar, ve konuşurken suçlayarak
konuşurlar fakat suçladıklarının farkında olmazlar. Sitem ediyoruz
zannederler.
-Nasıl yani?
-Mesela, karın sana "ne zamandır dışarı çıkmadık." derse bunu suçlama olarak
üstüne alma, seninle gezmek canı istiyordur, bunu sen düşünüp teklif
etmediğin için kalbi kırılmıştır. Maksadı seni suçlamak değildir. "Daha
geçenlerde gezmeye gittik." gibi bir savunmaya girme. "Tamam canım haklısın,
ben de istiyorum, en kısa zamanda gideriz." de, konu kapanır.
Tabi ilk fırsatta da sözünü yerine getirirsen iyi olur.
-Küçük ama önemli detaylar.
-Aynen öyle. Mesela karın "üşüdüm" diyorsa, üstünü kalın giy demeni ya da
kombiyi açmanı değil, ona sarılmanı istiyordur.
-Keşke okullarda öğretselerdi biz erkeklere Bükçe'yi. Ne kadar erken
başlasak o kadar çabuk kavrayabilirdik, belki.
-Haklısın aslında ben de sana öğretmek için geç kaldım. Neyse zararın
neresinden dönülse kardır.
-Not mu alsaydım, epeyce detayı varmış dilin.
-Sen bilirsin oğlum, unutacaksan al. Keşke ben de not alıp gelseydim.
Umarım sana eksik öğretmem. Şimdi aklıma geldi. Kadınların en nefret ettiği
sözcük "Fark etmez"dir. Fark etmezi kadınlar "Hiç umurumda değil, ne
yaparsan yap " diye anlarlar.
-En değerli sözcük nedir?
-Sen bil, bakalım.
-Seni seviyorum, demek herhalde.
-Evet, kadınlar "seni seviyorum" sözünü sık sık duymak isterler. Biz
erkekler söylemiştim, zaten biliyor diye bu konuda gaflete düşmemeliyiz.
-Bükçe sadece konuşma dili midir baba? Bunun bir de davranış dili var gibi
geliyor bana.
-Zekan kesinlikle bana çekmiş. Ben de tam ona geliyordum. Davranışlarda çok
önemli tabi. Kadınlar küçük şeylere önem verirler. Akşam ona sarıl,
televizyon izliyorsan sarılarak izle. Gündüz onu düşündüğünü ifade etmek
için kısacık da olsa bir mesaj gönder, küçük sürprizler yap. O yemek
hazırlarken ona yardım et, salata yap, çay demle.
-Akşam gelip sırt üstü yatmak yok yani.
-Gözünde büyütme. Sayınca çok şey gibi görünüyor ama aslında bunlar zaman
alacak, zor ve masraflı şeyler, değil. Sen bu küçük şeylere dikkat et, zaten
karın sana paşa gibi davranır, seni yormaz. Bir erkek bu küçük şeylere
dikkat etmezse zamanını karısıyla büyük kavgalar yaparak geçirir.
Sevgiyle geçirmek varken niye kavgayla geçiresin ki? Kadınlar çok vericidir
ama eğer sen hep alıp vermezsen, bir gün birden patlarlar. Küçük küçük
alırlarsa, büyük büyük verirler.
-Tamam baba bunlara dikkat edeceğim.
Garson yemek tabaklarını kaldırırken oğlumun telefonu çalmaya başladı.
Belli ki nişanlısı arıyor, konuşmak için deniz kenarına doğru adımlamaya
başladı. Az sonra geldi.
-Baba çok teşekkür ederim. Bükçe'yi anlamaya başladım. Canan aradı.
"Salonun perdelerini ne renk olsun karar veremedim, yarın birlikte mi
baksak." dedi. Tam "Fark etmez, sen seç" diyecektim ki bunu senin söylediğin
gibi "Ev de perde de umurumda değil" gibi anlayacağı aklıma geldi. "Tabi
canım, istersen birlikte bakabiliriz ama ben senin zevkine güveniyorum, sen
seç istersen," dedim çok mutlu oldu. Kendi seçecek.
-O zaten perdeyi çoktan seçmiştir de kadınlar illa yaptıklarını onaylatmak
isterler. Birlikte de gitsen o seçtiği perdeyi almak isteyecektir. Biz
erkekler onların ne demek istediklerini anlarsak, işlerden kolay sıyırırız.
-Baba tekrar teşekkür ederim. Bu iyiliğini hiç unutmayacağım. Bana Bükçe'yi
öğretmeseydin halimi düşünmek bile istemiyorum.
-Şanslısın oğlum. Benim seninki gibi bir babam yoktu. Bunları deneye yanıla
öğrenmem yıllarımı aldı. Sen yine iyisin, hazıra kondun. Güle güle kullan,
isteyene de öğret, herkes de güle güle kullansın. Kullansınlar ki yüzleri
gülsün.


Eşimle Tanışmayı Unutmuşuz Kitabından

iskeletor

Mesaj Sayısı : 1
Kayıt tarihi : 03/03/09
Yaş : 46
Nerden : kars

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazılı Sorularına Öğrencilerin Verdiği Cevaplar Empty Teşekkürler iskeletor

Mesaj  Admin Çarş. Mart 04, 2009 7:21 pm

iskeletor harikasın, yalnız; erkeklerinde sabrı bir yere kadardır. "Bükçe" li yaşam tarzı bir yerde sona erecektir. Sona ermiyorsa erkeklik bitmiştir ve kadına teslim olunmuştur artık.....
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 97
Kayıt tarihi : 21/02/09

http://halefoglu.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazılı Sorularına Öğrencilerin Verdiği Cevaplar Empty Ancak..

Mesaj  Admin Çarş. Mart 04, 2009 7:24 pm

Bu yazıyı "ŞİVEKAR" ın konusuna cevap olarak değilde, yeni bir konu olarak açsan daha iyi olurdu. Böylece daha çabuk farkedilirdin.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 97
Kayıt tarihi : 21/02/09

http://halefoglu.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazılı Sorularına Öğrencilerin Verdiği Cevaplar Empty Geri: Yazılı Sorularına Öğrencilerin Verdiği Cevaplar

Mesaj  şivekar Cuma Mart 06, 2009 2:09 pm

bükçe mi???? enteresan..
o zaman erkeklerin de kullandığı dile "netçe" diyebiliriz yazıya bakılırsa. tam cıngarlık bir durum

bana kalırsa kadın var, kadın var;
erkek var, erkek var.. dolaysıyla her iki tarafın da "insanca" öğrenmesi gerek. ha unutmadan bu dilin kursu mursu yok

şivekar

Mesaj Sayısı : 11
Kayıt tarihi : 27/02/09
Yaş : 40

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazılı Sorularına Öğrencilerin Verdiği Cevaplar Empty Bravo İskelator

Mesaj  çöleskimosu Ptsi Mart 09, 2009 10:33 pm

Bükçe yi okudum ve gerçekten evliliğimde lazım olabilecek çok şeyi yeni farkettiğimi anladım.Şivekar arkadaşımız sanırım bekar-koçu olmayanın bıçağı keskin olurmuş-admin kardeşimizde sanki biraz maço gibi bence Bükçe yi herkes öğrenmeli şivekarın netçe dediğine bende Düzce diyorum ama düzce hakkaten özürlü bir dil ve bazen kabalık olabiliyorr.Yine diyorum müthiş bir konu helal olsun iskelator kardeşim.......Büyüksün babaaaaaaaaaaa........
Shocked

çöleskimosu

Mesaj Sayısı : 10
Kayıt tarihi : 23/02/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazılı Sorularına Öğrencilerin Verdiği Cevaplar Empty Geri: Yazılı Sorularına Öğrencilerin Verdiği Cevaplar

Mesaj  akb Cuma Mart 13, 2009 9:41 pm

vayyy ağalar muhabbet koyu burda ha:) ben de uyarım artıkın evlenince:)

akb

Mesaj Sayısı : 11
Kayıt tarihi : 28/02/09

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Yazılı Sorularına Öğrencilerin Verdiği Cevaplar Empty Aman iskeletor dikkat

Mesaj  orkogece C.tesi Mart 14, 2009 6:56 pm

yazın çok güzel ama rüzgar eken fırtına biçermiş....
orkogece
orkogece

Mesaj Sayısı : 4
Kayıt tarihi : 02/03/09
Yaş : 42
Nerden : KARS

http://orkogece.azbuz.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz